Tarihi çok eskilere dayanan “Storytelling” (hikâye anlatıcılığı) hayatın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Edebiyat, resim, müzik, tiyatro gibi sanatlar da aslında hep bir hikâyeye dayanmaktadır. Bunun yanında, bizlere doğduğumuz andan itibaren birçok hikâye anlatılır ve bizde anlatılan bu hikayeleri özümser ve karakter ile empati kurarız. Aynı veya benzer hikayeler insanları bir araya getirir ve bağ kurmamızı sağlarlar. Hayatımızın her alanında var olan “Storytelling” in pazarlama ve markalar üzerindeki etkisi de yadsınamaz. Markanız için yarattığınız Storytelling, markanız için kurguladığınız mesajı, hikâye yoluyla hedef kitlenize ulaştırmanızı sağlar.
Storytelling, markalar için oldukça önemli ve popüler olan bir tür pazarlama stratejisidir. Her şeyin ve herkesin bir hikayesi olduğu gibi markaların da olmalıdır. Markalar vermek istedikleri mesajları kurgulayarak, biz tüketicilerin beğenilerine sunarlar. Bu hikayeler yaşanmış ya da tamamı ile kurgu olabilirler. Eğer iyi kurgulanmış bir hikâyeniz varsa, markanıza büyük değer katabilir ve akıllarda yer edinebilirsiniz. Bazen hikâyenizin çok iyi olması yeterli olmayabilir. Bu noktada hedef kitlenizi doğru belirlemeniz ve hedef kitlenizin nelerden etkileneceğini göz önünde bulundurmanız da büyük önem taşımaktadır.
Storytelling, güçlü pazarlama stratejisi oluşturmanızda oldukça etkilidir. Hikayeniz ne kadar iyiyse markanız o kadar değer kazanacaktır. Hikâye anlatımı etkileşimlidir. Yani hikâye anlatımı süresince ve daha sonrasında bile dinleyicinin hayal kurmasını sağlar. Müşteri sadakatini ve dolayısıyla da kâr marjınızı arttırmanızda önemli rol oynar. Markanızın bir “lovemark” haline gelmesine yardımcı olur. Fakat müşterilerinizin, hikayenizi sadece dinlemesini değil hissetmesini de sağlamalısınız.
Hikayeler 3 ana bileşenden oluşur. Karakter, sorun ve çözüm.
İlk olarak, hedef kitlenizin bağ kurabileceği, kendilerinden bir parça bulabilecekleri bir karakter yaratmalısınız. Ve o karaktere bir hedef ya da arzu vermelisiniz. Böylece dinleyiciler hikayenizi merak edeceklerdir.
İkinci olarak, bir sorun veya çatışma kaynağı yaratmalısınız. Karakterinizin hedefine ulaşmaya çalıştığı yolda karşılaştığı ya da karşılaşabileceği sorunlardan bahsetmelisiniz.
Son olarak ise, bir çözüm yaratmalısınız. Hikayeler her zaman güzel bitmeyebilir fakat kesinlikle bir sonuca bağlamalısınız. Burası; vermek istediğiniz mesajı, dinleyiciye aktardığınız aşamadır. Dolayısıyla hikayenizi iyi kurgularsanız, mesajınız alıcıya doğru ve etkili bir biçimde ulaşacaktır.
Akıllara kazınacak bir hikâye yaratmalısınız. Akılda kalıcı bir replik, slogan ya da karakter yaratabilirsiniz.
Duygusal ve ilgi çekici bir hikâye yaratmalısınız. Duygular insanları birleştirir.
Dürüst ve şeffaf olmalısınız. Bazen markanızın, ürününüzün negatif ya da eksik yanlarını söylemeniz, her zaman kötü bir fikir değildir. Dinleyiciye güven verebilir ve böylece müşterilerinizin sadakatini kazanabilirsiniz.
Hedef kitlenizin mizah anlayışına uyacak, tebessüm etmelerini sağlayacak bir hikâye yaratabilirsiniz.
Uzun zamandan beri süregelen, var olan durumu değiştirdiğiniz bir hikâye yazabilirsiniz. Bu dinleyicinin dikkatini çekecektir.
Dinleyicileriniz ile bağlantı kurmalısınız. Hikayeniz, satış yaptığınız insanları içermelidir.
Hikâyenizde tarafsız yani dil, din, ırk gözetmeyen karakter ve durumlar yaratmalısınız böylece daha geniş bir kesime hitap edebilirsiniz.
Hikayenizde faydalı bilgiler kullanmalı ve eğitici olmasını sağlamalısınız. Fakat çok ve gereksiz ayrıntıya girmeyin, dinleyici için sıkıcı olabilir.
Başarılı “Storytelling” Örnekleri
Ücretsiz pazarlama analizimiz ile eksiklerinizi görün ve hangi aksiyonları almanız gerektiğini öğrenin.
Ücretsiz Pazarlama Raporunu AlHer ay düzenli olarak sektörel gelişmeleri, pazarlama fikirlerini ve sosyal medya yeniliklerini öğrenmek için E-mail bültenimize üye olmak ister misiniz ? Markanıza değer katacak fikirler için bülten üyeliğinizi kontrol etmeyi unutmayın!