Reklamın İyisi Kötüsü Olur Mu?

Bu soru neredeyse reklamın var olduğu zamandan beri en çok cevabı aranan soruların başında gelmektedir. İyi reklam ya da kötü reklam var mıdır? Varsa iyi ve kötü reklam nedir?

Bu yazımızda bu soruların cevaplarını beraber arayacağız!

Reklam, markanın geleceği ve büyümesi için oldukça önemli bir unsurdur. Hedef kitlenin marka hakkında bir duygu beslemesini sağlayan, satın almaları için harekete geçiren temel araçlardandır. Pazarlamanın en önemli halkalarından biridir. Bu nedenle genel bir yargıda bulunmak oldukça zordur.

Bu konuda birçok farklı görüşün var olduğunu bilmemizle birlikte, kötü reklamın kesinlikle var olduğunu söylemek mümkündür. 

Peki kötü bir reklamın küçük ve büyük markalara etkisi nedir?

Küçük bir marka için kötü reklam, kısa vadede büyük getiri sağlar gibi görünür. Ancak uzun vadede markadan çok şey götürür. Çünkü küçük bir markanın, büyük bir markaya göre akılda kalıcılığı daha düşüktür. 

İyi yanı ise, durumu toparlama ve taze bir başlangıç yapma şansının her zaman olmasıdır. 

Büyük markaların ise bu durumda daha dikkatli olması, önceden kazanmış oldukları imajı kaybedecek yollardan uzak durması gerekir. İmajlarına zarar getirecek bir reklam yayınlanması, geri dönüşün daha zor ve masraflı bir yol olmasına yol açacaktır. 

Peki, kötü reklam nasıl olur? 

Bir reklamı kötü diyerek yargılamak aslında oldukça zor bir süreçtir. Çünkü reklam süreci uzun ve karmaşık ilerler. Bu durum, reklam ajansı ve markanın beraber yürüttüğü uzun bir yolculuktur. Fakat ne olursa olsun kötü reklam ve iyi reklamı birbirinden ayırmamızı sağlayan bazı temel ilkeler vardır. 

Bunlar;

• Reklamlar yürürlükteki yasa ve genel ahlaka uygun olmalıdır.
• Her reklam, ekonomik ve sosyal sorumluluk bilinci içinde iş hayatında ve kamuoyunda kabul gören “dürüst rekabet ilkelerine” göre hazırlanmalıdır. 
• Reklamlar, güvenlik kurallarının gözetilmediği ve insan güvenliği açısından tehlike oluşturabilecek uygulama ve durumlarla ilgili tanımlamalar içermemelidir.
• Reklamlar, ortalama reklam izleyicisinin algılama düzeyi ve reklamın tüketici üzerinde yaratacağı olası etki göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır.
• Reklamlar, insan onurunu zedeleyici biçimde yapılmamalıdır. 
• Reklamlar kişilik haklarını zedeleyici biçimde yapılmamalıdır. 
• Reklamlar, önceden izin alınmadan hiç kimsenin özel veya sosyal hayatını gösteremez. Önceden izin alınmaksızın kimsenin özel mülkü “kişisel onay etkisi” yaratacak şekilde gösterilmemelidir.
• Reklamlar, kamu düzenini bozucu nitelikte olamaz; Şiddet hareketlerine yol açıcı, göz yumucu, özendirici veya destekleyici unsurlar içeremez; yasadışı veya kınanacak davranışları cesaretlendiremez. 
• Reklamlar, dil, din, ırk, mezhep, felsefi düşünce ve cinsiyete dayalı ayrımcılık üzerine kurulamaz, ayrımcılığı destekleyemez ya da istismar edemez.

İşte şimdi, tüm bu notlarımız ışığında artık iyi ve kötü reklamın nasıl olduğunu biliyorsunuz!

Siz de, iyi reklam çalışmaları ile şirketinizi geliştirebilir, isminizin duyulmasını sağlayabilir ve çok daha fazla gelir elde edebilirsiniz.